1.Gün
1. Gün
İstanbul - Amasya
Sabah erken saatlerde gerçekleştireceğimiz uçuşumuzun ardından, Karadeniz’in tarih ve doğayla iç içe güzelliklerini keşfetmeye başlıyoruz. İlk durağımız, Samsun’un simgelerinden biri olan Atatürk Anıtı. 1931 yılında Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından yapılan bu görkemli anıt, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışını ve burada başlattığı bağımsızlık mücadelesini simgeliyor. Bu önemli yapının önünde fotoğraf çekerek, Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımlarına tanıklık ettiğimiz bu tarihi anı yad ediyoruz.
Ardından, Cumhuriyet tarihimizde özel bir yere sahip olan Bandırma Vapuru’nu ziyaret ediyoruz. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını Samsun’a getiren bu tarihi gemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı önemli anlardan birine ev sahipliği yapmıştır. Gemi müzesi olarak düzenlenen Bandırma Vapuru’nda, döneme ait eşyalar, belgeler ve balmumu heykellerle o günlerin ruhunu hissedecek, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç anlarına adeta yolculuk yapacağız.
Samsun’daki tarihi ziyaretlerimizin ardından Ordu’ya doğru hareket ediyoruz. Yolculuğumuz sırasında Karadeniz’in yemyeşil doğasına tanıklık ederken, misafirlerimize keyifli bir seyahat deneyimi sunuyoruz. Ordu’ya vardığımızda, dileyen misafirlerimizle birlikte teleferikle Boztepe’ye çıkıyoruz. Ordu’nun en yüksek noktalarından biri olan Boztepe, deniz seviyesinden 530 metre yükseklikte olup, Karadeniz’in eşsiz manzarasını kuşbakışı izleme imkânı sunuyor. Teleferik yolculuğumuz, yeşilin ve mavinin kucaklaştığı Ordu’yu farklı bir açıdan görme fırsatı sağlarken, unutulmaz bir deneyim de vadediyor.
Boztepe’de geçirdiğimiz keyifli dakikaların ardından Bektaş Yaylası’na doğru yola çıkıyoruz. Yemyeşil doğası, temiz havası ve huzur veren atmosferiyle Bektaş Yaylası, Karadeniz’in en güzel yaylalarından biri olarak bilinir. Akşam yemeğimizi burada alarak, doğayla iç içe konaklama yapacağımız tesisimize yerleşiyoruz. Karadeniz’in tertemiz havasında geçireceğimiz bu gece, bize doğanın kucağında unutulmaz bir deneyim sunacak.,
- Sabah Kahvaltısı: Güzergâh üzeri uygun bir tesiste alınacaktır. (Ekstra)
- Öğle Yemeği: Bölgede alınacaktır. (Ekstra)
- Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
- Konaklama: Bektaş Yayla otelleri.
Konaklama: Bektaş Yaylası Otelleri
2.Gün
2. Gün
Kuzalan - Mavi Göl - Tomara Şelalesi - Karaca Mağarası
Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından, doğanın kalbinde unutulmaz bir keşfe çıkıyoruz. İlk durağımız olan Kuzalan Tabiat Parkı'na ulaşıyoruz. Bu bölge, sadece görsel güzellikleriyle değil, aynı zamanda bölgedeki ilk yerleşimlerin tarihine tanıklık etmesiyle de önemli. Kuzalan Şelalesi, dağ yamaçlarından düşen sularıyla doğanın gücünü gözler önüne sererken, Karadeniz’in doğal yapısının binlerce yıl süren evrimini simgeliyor. Şelalenin etrafındaki orman, bölgenin fauna ve florası hakkında zengin bilgiler sunmakta. Şelaleyi fotoğrafladıktan sonra, Mavi Göl’e doğru yola çıkıyoruz.
Mavi Göl’ün büyüleyici manzarası, her mevsimde farklı bir renge bürünür. Mevsimsel su rengi değişimi, ona mistik bir hava katmakta ve bu eşsiz doğal oluşumun tarihteki yeri oldukça önemlidir. Ekstra tur olarak, Mavi Göl’ün etrafında serbest zaman verilecektir ve gölün çevresindeki doğal güzellikleri keşfederek fotoğraflayabilirsiniz.
Sonrasında, Tomara Şelalesi’ne yöneliyoruz. Bu şelale, adını bölgede yetişen Tomara bitkisi'nden alır ve yaklaşık 35 metre genişliği ile dikkat çeker. Şelale, sadece doğa tutkunlarını değil, tarih meraklılarını da cezbetmektedir. Osmanlı döneminde, Tomara Şelalesi çevresi, özellikle bölge halkı için bir hac bölgesi olarak kabul edilmiştir. Şelalenin sunduğu görsel şölenin ardından, Şiran Gümüşhane yönüne devam ediyoruz.
Torul'a ulaştığımızda, bölgenin benzersiz doğası ile birlikte tarihi dokusunu da keşfedeceğiz. Burada, Karaca Mağarası’nı ziyaret edeceğiz. Ekstra tur olarak sunulacak olan bu mağara, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda eski yerleşimlerin tarihine ışık tutan kaya üzerindeki çizimlerle de dikkat çeker. Karaca Mağarası, solunum hastalıklarına iyi geldiği düşünülen havası ile ünlüdür. Mağaranın içindeki eski yerleşim izleri, bölgenin tarih öncesi dönemlerine dair çok önemli bulgular sunmaktadır.
Son olarak, İmera Köyü’ne doğru yol alıyoruz. İmera, tarihi Rum yerleşimlerinden biridir ve burada geçirdiğimiz zaman, bizlere bölgenin tarihi geçmişini anlatan bir yolculuk sunuyor. Köydeki Rum mimarisi, eski kiliseler ve evler, bizlere 19. yüzyılda yaşamış olan Rum halkının gelenekleri hakkında bilgi veriyor. İmera, bir zamanlar Pontus Krallığı'nın etki alanı içinde yer alıyordu ve bu bölge, Bizans İmparatorluğu'ndan Osmanlı İmparatorluğu'na kadar farklı medeniyetlerin izlerini taşıyor. Fotoğraflarımızı çekip, bu tarihi köyün atmosferinde geçmişe doğru bir yolculuk yapacağız. Gezimizin sonunda, bölgedeki tarih ve doğa arasında geçirdiğimiz keyifli zamanı otelimize dönerek sonlandırıyoruz.
- Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
- Öğle Yemeği: Bölgede alınacaktır. (Ekstra)
- Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
- Konaklama: Gümüşhane otelleri
Konaklama: Gümüşhane Otelleri
3.Gün
3. Gün
Maçka - Sümela Manastırı - Sürmene Çay Fabrikası - Karagöl - Batum
Sabah, otelde geleneksel Karadeniz kahvaltısını takiben, Altındere Milli Parkı’na doğru yola çıkıyoruz. Bu park, bölgenin benzersiz flora ve faunasına ev sahipliği yapmaktadır. Değirmendere Vadisi boyunca ilerlerken, doğanın huzur verici atmosferini hissedecek, bölgenin zengin tarihi ve kültürel dokusuna yakından tanıklık edeceğiz. Maçka’ya ulaştıktan sonra, Altındere Vadisi boyunca devam ederek, 4. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından kurulduğu tahmin edilen Sümela Manastırı'na varıyoruz. Kaya yüzeyine inşa edilen bu tarihi manastır, hem dini hem de mimari açıdan büyük bir öneme sahiptir. Sümela Manastırı, dağlar arasındaki konumuyla, doğa ile insanın uyumlu birleşiminin nadir örneklerinden biridir. Manastır, Bizans döneminin en önemli dini merkezlerinden biri olup, freskleriyle ünlüdür. Serbest zamanımızda, bu etkileyici yapının fotoğraflarını çekebilir ve manzaranın büyüsüne kapılabiliriz (Not: Restorasyon nedeniyle içeri girişin mümkün olup olmadığı bilgilendirilecektir).
Manastır gezisini tamamladıktan sonra, Sürmene Çay Fabrikası'na gidiyoruz. Burada, Karadeniz’in ünlü çaylarının üretim sürecini yakından görebileceğiz. Çay, bölgenin en önemli tarım ürünlerinden biridir ve bu fabrikada, taze çayın nasıl işlendiğini gözlemleyerek yerel kültürün bir parçası olacağız. Ardından, dileyen misafirlerimizle, Sürmene Bıçakları’nı görmek üzere bıçak yapım atölyelerine geçiyoruz. Bu bıçaklar, yıllardır ustalıkla üretilen, Karadeniz’in kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Ustaların geleneksel yöntemlerle bıçakları nasıl işlediğini izlerken, geleneksel el yapımı bıçakları da satın alabilirsiniz.
Sümela Manastırı gezisini sonlandırdıktan sonra, dileyen misafirlerimizle birlikte, Karagöl’e doğru yol alıyoruz (Ekstra). Yolculuk sırasında, organik çay bahçelerinin arasında geçerken, Gürcü kökenli köyler ve Maisur ile Bardnala Şelalesi’ni uzaktan izleyerek Karagöl’e varıyoruz. Karagöl, dağlar arasında gizlenmiş muazzam bir doğal güzellik olup, sakin gölüyle ünlüdür. Burada, göl kıyısında yapacağımız gezintilerle doğanın derinliklerine inmeye fırsat bulacağız.
Bir sonraki durağımız, Sarp sınır kapısı üzerinden Gürcistan’a geçiş yaparak Batum’a doğru ilerlemek olacak. Gonio Köprüsü’nü geçtikten sonra, Batum’a ulaşıyoruz ve ilk olarak Tarihi Orta Camii’yi ziyaret ediyoruz. Bu cami, bölgedeki Osmanlı izlerini taşıyan önemli bir yapıdır. Ardından, Batum’un kalbi sayılabilecek Piazza Meydanı’nda gezintiye çıkıyoruz. Meydanın ortasında, Batum’un simgesi haline gelmiş Piazza Saat Kulesi’ni göreceğiz ve bu tarihi meydanın mimarisinin keyfini çıkaracağız.
Batum’da, Gürcü Ortodoks Kilisesi, Ermeni Kilisesi, Medea Heykeli ve Poseidon Anıtı gibi tarihi yapıları keşfedeceğiz. Batum Limanı’nı gezerek, bu şehrin denizle olan güçlü bağını daha yakından hissedeceğiz. Ali ve Nino Heykeli, Batum’un kültürel kimliğini ve tarihini anlatan önemli bir sanat eseridir; bu heykelin anlamını keşfedecek ve Batum’un modern yüzüne dair derinlemesine bir anlayış kazanacağız. Akşam otelimize yerleşmeden önce, dileyen misafirlerimizle birlikte Batum Gecesi Turu’na katılabiliriz (Ekstra). Batum’un gece hayatı, renkli ışıkları ve enerjik atmosferiyle unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu akşam, şehri farklı bir perspektiften keşfederken, Karadeniz’in incisi Batum’un gece manzarasına hayran kalacağız.
- Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
- Öğle Yemeği: Bölgede alınacaktır. (Ekstra)
- Akşam Yemeği: Batum’da alınacaktır. (Ekstra)
- Konaklama: Batum otelinde oda kahvaltı konaklama yapılacaktır.
Konaklama: Batum Otelleri
4.Gün
4. Gün
Ayder Yaylası - Zilkale - Çeçeva - Trabzon Ayasofya Camii
Sabah, otelde zengin Karadeniz kahvaltısını takiben, gümrük işlemlerimizi tamamlayarak Türkiye’ye geri dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Sarp Sınır Kapısı'nda yapacağımız geçişin ardından, Duty Free alışverişi için serbest zaman veriyoruz. Burada, dünyanın dört bir yanından gelen markaların uygun fiyatlarla satışa sunulduğu alışveriş fırsatını değerlendirebilirsiniz.
Türkiye’ye varışımızla birlikte, Karadeniz’in incisi Ayder Yaylası’na doğru yola çıkıyoruz. Ayder Yaylası, 1350 metre rakımıyla Karadeniz’in en ünlü yaylalarından biridir ve bölgedeki termal kaynaklarıyla ünlüdür. Yüksek rakımlı bu yaylada, Karadeniz’in oksijeniyle ciğerlerimizi doldururken, göz alıcı yeşil manzaranın keyfini süreceğiz. Bölgenin taş yapıları ve doğal atmosferi, zamanın yavaş aktığını hissettirecek. Yaylada vereceğimiz serbest zamanda, yöresel hediyelikler alabilir veya çevrenin sakinliğini hissederek dinlenebilirsiniz.
Ayder Yaylası'ndan sonra, dileyen misafirlerimizle birlikte Zilkale ve Palovit Şelalesi turuna çıkacağız (Ekstra). Zilkale, 14. yüzyıldan kalma bir kale olup, hem doğa hem de tarih severler için büyüleyici bir destinasyondur. Kale, Karadeniz’in zirvelerine kurulmuş olup, manzarasıyla ziyaretçilerini adeta büyüler. Palovit Şelalesi, bölgedeki en yüksek şelalelerden biri olup, muazzam bir doğa harikasıdır. Şelalenin etrafında kısa bir yürüyüş yaparak, doğanın ihtişamını yakalayacağız.
Sonrasında, Çeçeva Çay Bahçeleri’ne doğru yol alıyoruz (Ekstra). Karadeniz’in çay üretim merkezlerinden biri olan bu bölgede, çayın yetiştirilmesinden toplanmasına kadar olan süreci gözlemleyebiliriz. Bu dağ köyü, çay tarımının kalbinin attığı yerlerden biridir ve çay tarlaları arasındaki manzara fotoğraflamaya değerdir. Çayın işlenme aşamalarını öğrenirken, misafirlere taze çay içme fırsatı da sunulacaktır. Çeçeva köyü ziyaretinin ardından, Rize Bezi Atölyesi’ne gidiyoruz. Burada, ünlü Rize Bezi’nin dokuma sürecini ve geleneksel Türk el sanatlarını keşfedeceğiz. Yüzyıllardır süregelen bu el dokuma geleneği, Karadeniz’in kültürel mirasının önemli bir parçasıdır.
Rize Bezi atölyesinin ardından, Trabzon’un eşsiz güzelliklerinden biri olan Ayasofya Müzesi’ne doğru yola çıkıyoruz. Trabzon Ayasofya, Bizans dönemine ait önemli bir yapıdır ve tarihi dokusu, etkileyici freskleri ve mimarisiyle büyüleyicidir.
Trabzon Ayasofya Müzesi, 13. yüzyılda, Bizans İmparatoru III. Aleksios’un döneminde, kilise olarak inşa edilmiştir. Başlangıçta Hristiyan ibadetine açık olan bu yapı, Osmanlı döneminde camiye dönüştürülmüştür. Yapı, Trabzon'un tarihindeki önemli dönüm noktalarına tanıklık eden bir simge haline gelmiştir. Ayasofya, hem Bizans hem de Osmanlı döneminin izlerini taşıyan nadir eserlerden biridir. Mimarisi, dönemin Bizans yapılarıyla örtüşen bir plan üzerine inşa edilmiştir. Yapının içinde bulunan freskler, İsa'nın hayatından sahneler ve dini figürlerle süslüdür. Özellikle, 13. yüzyıl Bizans sanatının izlerini taşıyan bu freskler, yapı içerisinde gezdiğiniz her anı büyüleyici kılar. 1461’de Trabzon'un Osmanlı topraklarına katılmasının ardından camiye dönüştürülen bu yapı, bugüne kadar hem dini hem de kültürel anlamda büyük bir öneme sahip olmuştur. Trabzon Ayasofya Müzesi'nin tarihi ve kültürel mirası, mimarisindeki incelikler ve süslemelerle birleşerek, ziyaretçilere hem sanatsal hem de manevi bir deneyim sunmaktadır. Burada, hem Bizans hem de Osmanlı kültürlerinin izlerini bir arada görebileceksiniz. Trabzon Ayasofya turumuzun ardından, konaklama ve akşam yemeği için otelimize geçiyoruz.
- Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
- Öğle Yemeği: Bölgede alınacaktır. (Ekstra)
- Akşam Yemeği: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
- Konaklama: Trabzon otelleri.
Konaklama: Trabzon Otelleri
5.Gün
5. Gün
Trabzon - İstanbul
Karadeniz’in tarih ve sanatla harmanlanmış şehirlerinden Trabzon’a varışımızın ardından, Trabzon’a özgü el sanatlarını yakından tanıyacağımız Kazaziye Gümüş Atölyesi’ni ziyaret ediyoruz. Yüzyıllardır ustadan çırağa aktarılan bu özel gümüş işçiliği sanatı, Trabzon’un en kıymetli kültürel miraslarından biri olarak kabul edilir. Kazaziye; 1000 ayar saf gümüş veya altının ince tel haline getirilip, örgü tekniğiyle şekillendirilmesiyle ortaya çıkan zarif bir işçilik örneğidir. Atölye gezimizde, bu geleneksel sanatın inceliklerini ustalarından dinleyip, el emeği göz nuru gümüş takıları inceleme ve alışveriş yapma şansı buluyoruz. Trabzon gezimizi tamamladıktan sonra siz değerli misafirlerimiz ile bir başka organizasyonda buluşmak üzere vedalaşıyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde alınacaktır, tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Bölgede alınacaktır. (Ekstra)
Akşam Yemeği: Güzergah üzerindeki uygun bir tesiste alınacaktır. (Ekstra)
Konaklama: Dönüş günü, konaklama yapılmamaktadır
AJet İle Uçuş Bilgileri
Gidiş: Sabiha Gökçen Havalimanı - Samsun Çarsamba Havalimanı
08:40 - 10:05
Dönüş: Trabzon Havalimanı– Sabiha Gökçen Havalimanı
19:15 - 21:10
Konaklama: Dönüş Günüdür Konaklama Yoktur